logo

İSTANBUL HAVALİMANI YENİ NORMALLEŞMEDE CAZİP HALE GELDİ

Normalleşme sürecinde sosyal mesafenin sağlanabildiği, operasyonun daha kolay yapılabildiği, geniş terminalleri, gümrüklü alanları, bağımsız pistleri ve apronu, otopark, yeme-içme ve sosyal donatı alanlarının olduğu İstanbul Havalimanı gibi havacılık merkezleri giderek önem kazanıyor.


Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ardından başlatılan normalleşme süreciyle hareketlenen hava trafiğinde sosyal mesafenin sağlanabildiği, operasyonun daha kolay yapılabildiği İstanbul Havalimanı gibi dünyanın büyük havacılık merkezleri giderek önem kazanıyor.

Kovid-19 salgınından en çok etkilenen sektörlerin başında gelen havacılıkta, yeni normal döneme uyum sağlamak için küresel çapta sıkı tedbirler alınmaya devam ediliyor. Dünyada ilgili havacılık otoriteleri ile Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından pandemi süresince havalimanlarının uyması gereken kuralların hayata geçirilmesi için sıkı denetimler yapılıyor.

Yeni normal dönemde terminallerin her alanında en az bir metre sosyal mesafe kuralının zorunlu olmasının ardından güvenlik noktaları, check-in, pasaport kontrol noktaları ve yeme-içme alanlarında operasyonun aksamadan sürdürülmesi daha da önemli hale geldi. Bu durumda, operasyonun az maliyetle yapıldığı, turizm ve ekonomik açıdan potansiyeli olan küçük havalimanları yerine geniş terminallere sahip büyük ölçekli havalimanları daha da cazip oldu.
Yapım aşamasında büyüklüğü sıkça gündeme gelen İstanbul Havalimanı, geniş terminalleri ve gümrüklü alanları, bağımsız pistleri, apronu, otopark,
yeme-içme ve sosyal donatı alanlarıyla bu süreçte küresel havacılıkta büyük önem kazandı.

Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü verilerine göre, geçen yılın nisan ayından itibaren tarifeli uçuşlara kapanan Atatürk Havalimanı, 2018’de 68 milyon 346 bin 784 yolcuyu ağırladı. Tam kapasite hizmet verdiği ve en çok yolcunun uçtuğu yıl olan 2019’da Atatürk Havalimanı’ndan iç hatlarda 19 milyon 216 bin 523, dış hatlarda 49 milyon 130 bin 261 yolcu seyahat etti. Toplam 349 bin 935 metrekare terminal alanına sahip havalimanında, günde ortalama 187 bin 251 yolcu ağırlandı. Havalimanında metrekareye düşen yolcu sayısı 0,5 olarak hesaplandı.

Büyük taşınmanın ardından 7 Nisan 2019’da tam kapasiteyle çalışmaya başlayan İstanbul Havalimanı ise 1 milyon 400 bin metrekarelik tek çatı altındaki ana terminal binasında hizmet veriyor.

Terminal açısından dünyanın en büyüğü unvanına sahip havalimanını, tam kapasite hizmet verdiği geçen yılın nisan-aralık döneminde iç hatta 12 milyon 380 bin 708, dış hatta 39 milyon 310 bin 440 olmak üzere toplam 51 milyon 691 bin 148 yolcu kullandı.

İstanbul Havalimanı’nda söz konusu dönemde, günlük ortalama yolcu sayısı 187 bin 967 olarak hesaplandı. Bu dönemde, metrekareye düşen kişi sayısı ortalama 0,13 olarak belirlendi.

“GENİŞ HAVALİMANI TERMİNALİ HER ZAMAN DAHA UYGUN”

MEF Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arda İnceoğlu, yaptığı açıklamada, koronavirüs nedeniyle havalimanları başta olmak üzere birçok mekanda düzenlemeler yapıldığını ve çeşitli önlemler alındığını söyledi.

Sosyal mesafeye uyulma ve maske kullanımının her mekanda önemli olduğunun anlaşıldığını belirten İnceoğlu, “Havalimanında operasyonların kademeli olarak başlatılmasının ardından önlemler sırayla hayata geçiriliyor. Havacılık sektörünü ele alırsak, büyük bir havalimanında sosyal mesafe önlemleri alarak, normal bir operasyonu sürdürmek daha kolay ve mümkün olacaktır.” dedi.

Prof. Dr. İnceoğlu, havalimanlarında Sağlık Bakanlığının yayımlandığı “Kovid-19” önlemlerine ilişkin tedbirlere uyulmasının çok önemli olduğunu, bu kapsamda bazı kapalı mekanlarda dört metrekareye bir kişi şeklinde standart belirlediğini, sosyal mesafeyi koruyabilmek için bunun uygulanması gerektiğini kaydetti.

Sosyal mesafe açısından geniş havalimanı terminallerinin her zaman daha uygun olduğunu ifade eden İnceoğlu, “Havalimanlarında kapı ve pasaportlarda yoğunluklarla ilgili bazı teknik havacılık konular var. Bu alanlardaki operasyonlar çok teknik konuları kapsıyor. Büyük havalimanlarının genel alanlar açısından avantajının olduğunu söyleyebiliriz. Havalimanlarında metrekare başına düşen kişi sayısı azaldıkça psikolojik ve mekansal açıdan da kısmen bir rahatlık oluşuyor. Yoğunluğun yaşandığı kesişim alanlarında planlamanın niteliği devreye giriyor.” değerlendirmesini yaptı.

Havacılık uzmanı Muhammed Yılmaz ise küresel salgınla birlikte sağlık risklerinin yönetilmesi ve sosyal mesafeye olan ihtiyacın karşılanmasının önem kazandığını söyledi.

Yılmaz, uçuşlara talep arttıkça sosyal mesafeyi korumanın giderek zorlaşacağını, havalimanı işletmecilerinin Kovid-19 için bilinçli risk değerlendirmeleri yapmasının kaçınılmaz olduğunu kaydederek, “Terminalin çok geniş olmadığı sıkışık havalimanlarında, sosyal mesafe kuralı çiğnenmeden, yolcuların enfekte olma ihtimali en aza indirilerek yeni bir terminal yönetim anlayışı ortaya çıkması artık zorundalık oldu. İstanbul Havalimanı gibi geniş yüzölçümlü, yolcuların sosyal mesafesini koruyabilmenin nispeten daha kolay olduğu havalimanlarında pandemi tedbirleri konusunda işler biraz daha kolay olacaktır.” diye konuştu.

“YOLCULAR VİRÜS KAPMAKTAN ENDİŞELENİYOR”

Pandeminin en çok etkilediği sektörlerin başında havacılığın geldiğine dikkati çeken Yılmaz, IATA’nın araştırmasında ankete katılanların yüzde 42’sinin havalimanlarında, check-in, güvenlik kontrolü ve boarding esnasında virüs kapmaktan endişelendiğini açıkladığını belirtti.

Yılmaz, yolcuların havalimanlarında mümkün olduğunca izole ve birbirlerinden uzak kalabilmelerinin sağlanmasını istediklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Havalimanı işletmecilerine, terminal içi başta olmak üzere seyahatin tüm aşamalarında yolcular arasındaki sosyal mesafenin korunmasına yönelik uyarıcı işaretlerin konulması, kuralların uygulandığının sıkı şekilde takibi ile aksi durumda uyarı sistemlerinin sağlıklı şekilde oluşturulabilmesinin önemi vurgulanıyor. Bu açıdan terminal alanı daha geniş olan havalimanlarında bu kuralın uygulanabilmesi elbette çok daha kolay görünüyor. Yolcuların birbirine temas etmeden terminalde vakit geçirebilmesi ve uçağa binişlerinin sağlanabilmesi için terminalin büyük olmasının önemli bir etki oluşturacağı düşünülüyor. Yolcuların kendilerini iyi hissetmelerinin de havayolu seyahatlerine talebin artmasına ve sektörün toparlanmasına doğrudan etki edeceği düşünüldüğünde; havalimanlarında sosyal mesafenin sağlanabilmesine yönelik atılan her adımın; havacılık sektörünün küresel ölçekte toparlanmasına katkı sağlayacağını söylemek yanlış olmaz.”

Share