Son Dakika
Hava-İş Sendikası 2015 Temmuz ayında THY Teknik A.Ş. ile yapılacak Toplu İş Sözleşmesi’ne çok sıkı hazırlanıyor. Sendika, maaş artışlarının yanı sıra ajandasına aldığı; kabin memurlarının otel nöbetleri, Cumartesi-Pazar mesaileri, iş sağlığı ve güvenliği gibi önemli sorunların çözümü için masaya çok sağlam raporlarla oturacak.
Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Kemal Tatlıbal, yönetime gelir gelmez bazı kesimlerin kendilerine “sarı sendika, bunlar yönetimin adamı” gibi yaftalar yapıştırdıklarına dikkat çekerek, “Biz kimsenin adamı değiliz, biz çalışanların adamıyız. Bunu Toplu İş Sözleşmesi’nde ispatlayacağız. Bizim kimin adamı olduğumuzu, kimin yayında durduğumuzu herkes görecek. Hakkımızı son kuruşuna kadar alacağız” dedi.
Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Kemal Tatlıbal, yönetime geldiklerinden beri, üyelerin ve çalışanların haklarını, hukuk çizgisinde hareket ederek korumaya çalıştıklarını söyledi. Hava-İş’i geçmiş yönetimin borç batağından kurtararak, sendikacılıkta tertemiz bir sayfa açtıklarında dikkat çeken Tatlıbal, “Hak-İş, 5 bin’e yakın THY Teknik A.Ş. ve Habom çalışanını hukuk dışı manevralarla kendi bünyesine almaya çalıştı. Ama Allah’ın adaleti tecelli etti ve hukuk çizgisinde kalarak bu davayı kazandık. İnşallah yüce adaletin nihai kararı da Hava-İş’in lehine olacaktır” dedi.
“ÜYELERİMİZ GÖNLÜNÜ FERAH TUTSUN”
Üzerlerine yapıştırılan “Bunlar sarı sendika, bunlar yönetimin adamı” gibi yaftalara aldırmadan hak arama adına yollarına devam ettiklerini belirten Tatlıbal “Teknik A.Ş.’de çalışan üyelerimize ve sevgili arkadaşlarımıza sesleniyorum, kalbiniz rahat olsun. Çok şükür sendikamız öyle yaftaladıkları gibi ‘sarı sendika’ veya onun bunun emrinde bir sendika değil. Biz sizin emrinizdeyiz kardeşim. Biz sizin emrinizdeyiz. Bundan şüpheniz olmasın. Bunu da nasıl ispatlayacağız göreceksiniz. Bunu sözle değil icraatla anlatacağız. Nasıl ispatlayacağız ? Toplu İş Sözlemesi vakti geliyor. Ben içinize gireceğim. Ben o gün vefat eden teknisyen kardeşimiz Tuğrul Tuna Beken’in cenazesine saygı duruşunda yanınıza kaza yerine geldim ve söyledim. Ben yine yanınıza geleceğim, bana bir bardak çay ikram edeceksiniz. Yönetim kurulu üyesi arkadaşlarım çıkacak, THY yönetimiyle görüşecekler. Pazarlığı onlar yapacak. Ben sadece içinizde oturacağım, dimdik yanınızda duracağım. Siz diyeceksiniz ki ‘başkan şu şekli kabul etmiyoruz’. Ben de yönetim kurulu arkadaşlarıma, ‘bu şartları kabul etmiyoruz gidin tekrar görüşün’ diyeceğim. Arkadaşlar ikinci teklifle gelecek, bunu kabul ediyoruz dediniz mi? Ondan sonra görev bana düşecek. Gideceğim sizin emrinizle, sizin isteğinizle imzayı atıp geleceğim. Siz neyi istiyorsanız onu imzalayacağım” diye konuştu.
“BİZE KARŞI KİMSE ÖN YARGILI OLMASIN !”
Tüm kamuoyunu, havacılık camiasını ve özellikle de THY kabin ve Teknik A.Ş, çalışanlarını sendikaya karşı önyargılı olmaktan vazgeçmeye çağıran Tatlıbal, “Sevgili Teknik A.Ş.’deki arkadaşlara sürekli bunu anlatmaya çalışıyorum. Diyorum ki bizi tanımadan yaftalamayın, bazı çevrelerinin algı yönetimiyle, bizi bölmek isteyenlerin sözleriyle hüküm vermeyin. Kitabı kapağından yargılamayın. Tanıyın, içine girin önsözünü ve içeriğini okuyun öyle karar verin. Biz halktan geldik kardeşim. Biz sizin içinizden geldik. Düne kadar ben de bu şirkette çalışıyordum. Sendikaya aidat veren birisiydim. Ne değişti? Değişen aslında şu, ben işverenden maaş almıyorum. Ben bu işçilerin aidatlarından alın terlerinden alıyorum ekmeğimi. Neden? İşveren karşısında dik durup ezilmeden çalışanların hakkını savunabilmek için. Üyelerim ‘ben bağıramıyorum sen bağır hakkımı ara diyebilsin’ diye bana maaş veriyor. Ama şunu bekleyenlere de aynen söylüyorum yanlış yanılgıya düşmesinler. Ben militan değilim. Polise askere taş atan adam değilim. Ben iletişimden yanayım. Sonuna kadar iletişim diyorum. İnşallah işçi kardeşlerimizin istediği ölçüde iletişim çerçevesinde, etik ve ahlaki değerler çerçevesinde istediğimiz her türlü talebi karşılayacağımızı düşünüyorum. İnşallah hayırlı bir Toplu İş Sözleşmesi imzalayacağız” şeklinde konuştu.
“HUKUK ÇİZGİSİNDEN ÇIKMADAN DAVAYI KAZANDIK”
Genel kurulda, önlerine çıkan tüm engelleri aşmak, çeşitli ayak oyunlarını bertaraf etmek için tam yetki aldıklarına işaret eden Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Kemal Tatlıbal, “Yetki aldık ama genel kurulda Çelik-İş yönetimi itiraz etti. Davanın seyrine itiraz etti. Efendim itirazı da ret oldu. Allahın adaleti. Adalet orada da tecelli etti. İnşallah nihai kararda tarafımıza çıkacak. Bakırköy’de ki davayı da kazandık. Şimdi düne kadar sözleşmeyi Çelik-İş ile yapacağını düşünüp bizi saymayan sevgili dostlara sesleniyorum. Bizi sevmeyen, bizleri sendika olarak görmeyenlere sesleniyorum. Toplu İş Sözleşmesi için masaya oturduğum zaman benim kim olduğumu göreceksiniz. Veya Hava-İş yöneticilerinin kim olduğunu anlayacaksınız. Biz gerçekten Allah hakkını savunuyoruz. Kul hakkını savunuyoruz. Allahın adaleti için uğraşıyoruz. Kimsenin adamı olmadık olmayacağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Anlımız ak, kapımıza gelene de her türlü hesabı vermeye hazırız. Kimsenin beş kuruşunu ne yedik, ne de yediririz” diye konuştu.
“TEK SES, TEK YÜREK, TEK YUMRUK OLALIM !”
Hava-İş’i geçmişin tüm şaibelerinden kurtardıklarını anlatan Tatlıbal, “Daha önceki görüşmelerde de anlattım. O kadar borcu ödedik. O kadar harcamalar yaptık. O kadar eğitimler veriyoruz. İş Sağlığı Güvenliği eğitimleri veriyoruz. Bu eğitimlerin ne kadar önemli olduğunu herkes gördü. İnşallah bir daha havacılık camiası böyle üzücü iş kazaları yaşamayacak. Ben burada olduğum müddetçe bunun da önünde duracağım. Dim dik duracağım. Tüm teknisyen arkadaşlarımız öncelikle haklarını helal etsin. Ondan sora Toplu İş Sözleşmesi zamanı onlara kendimi ispatlayacağım. Bize de güvensinler. Tek ses, tek yürek tek yumruk olalım. Birlik olalım, bir olalım yeter. Bizim niyetimiz burada kalmak değil. Koltuk kadıya bile mülk değil. Bizim tek gayemiz var o da alisane duygularla hizmet etmek. Teknik A.Ş. davasında sendikayla çok uğraşıldı. Ama biz doğru yolda olduğumuz biliyorduk. Doğru yolda olduğumuz için Allah’ın adaleti ile bütün kozlar elimize geldi. Şimdi başkan olarak ipleri ben tutuyorum. Ne olacak şimdi ? Şimdi ne yapacağız ? Beni saymayanlara söylüyorum. Şimdi ne yapacağız ? İmzayı kiminle atacaksınız. Ama efendiliği bozmadık ve bozmayacağız. Bizi seven veya sevmeyen tüm üyelerimizin, tüm çalışanlarımızın haklarını Toplu İş Sözleşmesi masasında son kuruşuna kadar söke söke alacağız” şeklinde konuştu.
OTEL NÖBETİNE NEŞTER !
Üyelerinin ve çalışanların sorunlarını nokta atışı yaparak çözen Hava-İş Sendikası uzun süredir kabin memurların büyük çile yaşatan ‘otel nöbeti’ne neşter vuruyor. Her birimin sorununu çözmek için, onların içlerinden gelen temsilcileri yönetim kuruluna alan Hava-İş, kabin memurlarının tüm sıkıntıları çare olmak amacıyla bir dönem kabin amirliği yapan Murat Kallenci’yi Genel Başkan Yardımcılığı’na getirdi.
“OTEL NÖBETLERİ MESAİ OLARAK YAZILACAK !”
11 yıl kabin memurluğu yapan kabin amiri olduktan sonra Hava-İş yönetimine giren Genel Başkan Yardımcısı Murat Kallenci, “Kabin memurları çok yakın zamana kadar 8 saate yakın otel lobilerinde uçuş sıralarının gelmesini bekliyordu. THY yönetimi bu arkadaşlarımızın otelde kalmalarına imkan tanımıyordu. Bunu kabin memurluğum sırasında çok yaşadım. İnsan büyük ıstırap veriyor. THY yönetimi ile yaptığımız son görüşmelerde bu nöbetleri 4 saate kadar indirmeyi başardık. İnşallah görüşmelerimize ara vermeden, çok yakın zamanda kabin memurlarının otel nöbetlerini mesai olarak yazdıracağız” dedi.
“KABİNDEKİ EMEĞİN KARŞILIĞI OTEL NÖBETİ DEĞİL”
Hizmet sektörünün en büyük sabır gerektiren mekanının uçak kabini olduğuna dikkat çeken Kallenci, “2004 yılında Türk Hava Yollarında kabin memuru olarak başladım. Hava-İş yönetimine seçildiğim Aralık 2013’e kadar kabin amiri olarak çalıştım. Şimdi üzerimizdeki en büyük sorumluluk kabin ve kokpitteki sıkıntılara çare bulmak. Çünkü yaşayan bilir, ben şu anda fedakarlıkla görevlerini yerine getiren, sıkıntılarından dolayı içi kan ağlasa da yolcuya karşı hep güler yüzlü olan kabin memuru arkadaşların içinden geliyorum. Şimdi masanın hak arama tarafında, sendikada görev yapıyorum. Masanın her iki tarafını da bilen bir kişi olarak omzumdaki yükün farkındayım. Kabinde çalışan arkadaşlarımızın üzerinde ki yükleri kaldırmak benim ve Hava-İş yönetiminin boynunun borcudur. Tabi şu an en büyük sıkıntı kabinde görev yapan arkadaşlarımızın otel nöbetleri konusudur. 24 Mart’ta otel nöbetleriyle ilgi THY yönetimine çok önemli bir uyarı yaptık. Bu konuyla ilgili THY yönetimi tarafından küçük de olsa bir adım atıldı. En azından otel nöbetinde geçen saatlerinin mesai olarak yazılmasını yönetime kabul ettirme aşamasına geldik. Bunun öncesinde ise otel nöbet saatlerinin mesai saatleriyle değiştirilmesini sağladık. Gecenin üçünde arkadaşlar oraya arabalarını çok uzak yerlere park ederek otele gelmek zorunda kalıyorlardı. En azından bu saatler değişmiş oldu.Tabii aslında baktığımız zaman en büyük problem arkadaşların otel nöbetlerinin mesai olarak yazılmaması. Orada kabin memuru arkadaşlarımız sekiz saat boyunca otel lobilerinde bekletilip, altıncı yedinci saatin sonunda sanki sefere daha yeni gelmiş gibi, mesaiye başlatılıyor. Bu arkadaşların üzerinde baskı ve sıkıntı yaratıyor. Piskolojik olarak ta büyük sıkıntı veriyor. Çünkü diğer ekip, duşunu almış, rahatlamış ve tertemiz bir şekilde evden gelirken, bu arkadaşlar onların arasına altı yedi saatlik bir otel nöbetinin sonrasında katılmak zorunda kalıyor. Kabindeki görevine uykusuz bir şekilde başlamak durumunda kalıyor. Tabii bu durum, sefer sırasında ekip arkadaşları arasında sıkıntılara yol açıyor. Bu yüzden tüm çilesine rağmen kabinde güler yüzle verilen hizmetin karşılığı otel nöbeti değildir” diye konuştu.
“ÇÖZÜM İÇİN HAYLİ YOL ALDIK”
THY yönetimiyle sürdürdükleri görüşmelerde olumlu manada hayli yol kat ettiklerini söyleyen Hava-İş Genel Başkan Yardımcısı Murat Kallenci “Bu konuyla alakalı önemli bir adım atmış olduk. Ama bunun sonuna kadar takipçisiyiz. Türk Hava Yolları’nın yeni değişen yönetiminden kaynaklı belki araya biraz zaman girmiş oldu. Ama biz yine de çözüm arayışlarına kabin memurlarımızın sıkıntılarını dinleyerek devam ettik. THY yönetiminden şu ana kadar zaten çok olumsuz bir tavır da görmedik. Tabii THY yönetiminin de planlama yaparken, otel nöbetlerini mümkün olan en az süreye indirmekten başka çaresi yok. Çünkü bu ayarlanmazsa operasyonun güvenliği tehlikeye düşer ve büyük sıkıntılar yaratabilir. Dört saat öncesinden gelemeyen, seferini icra edemeyecek olan, rapor getirecek veya mazeret kullanacak olanların, dört saat öncesinden bildirmesi durumunda maaşlarının kesilmemesi konusunda THY yönetimi ile görüş birliğine vardık. Ama daha çalışmalarımız sürüyor, kabin memurlarımızın sıkıntıları son verecek neticeyi tam olarak alamadık. Görüş birliğine vardık ve THY yönetiminin de operasyonun selameti, yolcuların güvenliği açısından otel nöbetleri ile mesailer konusunda çalışma yaptıklarını biliyoruz. Biz de sendika olarak takipçisiyiz. Bu şekilde son dakika gelmemelerden dolayı yaşanacak operasyonel aksaklıkların, önüne geçmiş olacağız. Önümüzdeki Toplu Sözleşme döneminde bu konuların çözümü için masaya yumruğumuzu vuracağız” şeklinde konuştu.
“KABİN MEMURLARI KENDİNİ SAHİPSİZ ZANNETMESİN !”
Kendisi de kabin memurluğu yaptığı dönemde psikolojik sıkıntılar yaşadığını hatırlatan Kallenci “Ben de kendimi bazen çok kötü hissediyordum. Kabinde sanki kendinizi sahipsiz hissediyor gibi oluyorsunuz. Benim şu anda üzerlerindeki baskıdan dolayı belki çok büyük problem yaşan kabin memuru arkadaşlarım olduğunu biliyorum. Onlarla zaman zaman bir araya gelip dertlerini dinliyorum. Ben buradan tüm arkadaşlara sahipsiz olmadıklarını tekrarlamak istiyorum. Sendikamızın kapısı tüm arkadaşlara, çalışanlara ve üyelerimize sonuna kadar açık ! Büyük küçük demeden, kişisel veya genel tüm sıkıntılarını sendikaya aktarmalarını rica ediyorum. Buraya gelen arkadaşların hiç birini kapımızdan boş çevirmedik. Derdini dinlemeden ‘işimiz var’ demedik. Hepsiyle oturduk, büyük küçük demeden aynı ciddiyetle arkadaşlarımızın dertlerini dinledik. Hepsinin sorununa tek tek çözüm bulmaya gayret ettik. Hala da gayret ediyoruz. Arkadaşlar sendikayla irtibatını koparmasın. Sendikanın yanında olsunlar. Arkadaşlar ne kadar birlik olursa bu sendika da o kadar güçlü olur. Sendikanın güçlü olması güçlü işçi, güçlü üye demektir. Hepsinin bileşkesi ise yönetime karşı haklarını hukuk dairesinde sonuna kadar alan, haksızlıklar karşısında dik duran onurlu bir sendika demektir” diye konuştu.
TEKNİSYE’İN ÖLÜMÜNDE SORUMLU ARANIYOR
AKGÜN: “ İHMAL VARSA MUTLAKA ORTAYA ÇIKARACAĞIZ”
Bir taraftan savcılık diğer taraftan Hava-İş Sendikası, UTED ve TALTA’nın kurduğu araştırma komisyonu, uçak bakımı sırasında hayatı kaybeden THY Teknisyeni’nin ölümünde ihmal olup olmadığını araştırmaya devam ediyor.
Hava-İş yöneticileri önceki gün Tuğrul Tuna Beken’e saygı duruşu için kaza yerine gitti. Hava-İş Genel Başkanı Ali Kemal Tatlıbal ve Yönetim Kurulu Üyeleri, olayın sebeplerini personel ve vardiya şefleriyle konuşarak ortaya çıkarmaya çalıştı. Elim kazayla ilgili ortalıkta dolaşan farklı dedikodulara itibar etmeyen sendika yönetimi, soruşturmayı komisyon marifetiyle yaparak gerçeği ortaya çıkarmaya çalışıyor.
“THY TEKNİK AŞ’Yİ YÖNETİME GELİR GELMEZ UYARDIK”
Hava-İş Sendikası geçtiğimiz Cumartesi günü uçak bakımı sırasında kanat flaplarına sıkışarak hayatını kaybeden Tuğrul Tuna Beken’in ölümünde sorumluyu arıyor. Hava-İş sendikası Genel Teşkilatlanma Sekreteri Mustafa Akgün, Tuğrul Tuna Beken’in Cumartesi mesaisinde elim bir kaza sonucu hayata gözlerini yumduğunu hatırlatarak, “Biz 2013 yılında Hava-İş yönetimine geldiğimizde iş güvenliği ve mesai saatleri konusunda THY Teknik AŞ yönetimine gerekli tüm uyarıları yaptık. Bir yıl zarfında mesai saatlerindeki sıkıntıyı aşamadığımız için 9 Eylül 2014 tarihinde THY Teknik AŞ yöneticileriyle tekrar bir araya gelerek aynı uyarıları tekrarladık” dedi.
“SON UYARIYI 3 MART’TA YAPTIK”
Kendisi de 24 yıl THY Teknik Hangarı’nda çalıştıktan sonra Hava-İş Yönetimine giren Mustafa Akgün, “Son uyarıyı Tuğrul Tuna Beken’i hayattan koparan kazadan yaklaşık iki ay önce yaptık. 3 Mart 2015 Salı günü hem Cumartesi mesaileri hem de 15 dakikaya indirilen çay molasının tekrar 30 dakikaya çıkarılması için THY Teknik AŞ yöneticileriyle görüştük. Ancak araya Nisan’daki THY Genel Kurulu girdi, yönetim değişti bu yüzden yine netice alamadık. Allah kimseye böyle acı vermesin, Tuğrul kardeşimiz için çok canımız yazıyor. Hangardaki çalışma ortamını çok iyi bilen bir kişi olarak şunu söyleyebilirim ki orada çalışan personelin kafasının çok rahat olması gerekiyor. Çünkü bu meslek gerek yorgunluktan, gerekse dalgınlıktan dolayı en küçük hatayı bile affetmez ve ölümle sonuçlanan bu tür üzücü olaylar yaşanabilir” diye konuştu.
“SORUMLU KİMSE MUTLAKA BULACAĞIZ !”
Hava-İş Genel Teşkilatlanma Sekreteri Mustafa Akgün, Teknisyen Tuğrul Tuna Beken’in ölümüyle sonuçlanan kazanın sorumlularını er geç ortaya çıkaracaklarına dikkat çekti. Akgün, “Bunun için HAVA-İŞ, TALTA VE UTED yöneticilerinden oluşan bir araştırma komisyonu kurduk. Savcılık bir taraftan kendi adli soruşturmasını yaparken biz de komisyon olarak, kaza yerinde araştırmayı yapacağız. Bugün Boeing firmasından teknik ekip gelip kazanın yaşandığı 777 ER tipi uçakta inleme yapmış. Oradaki arkadaşlardan edindiğimiz bilgiye göre, uçakta kazayla ilgili bir sorun olmadığını söylemişler. Uçağın tekrar sefere verilebileceğini rapor etmişler. Ancak biz buna mani olduk. Çünkü bu soruşturma bitmeden, kazada ihmal olup olmadığı ortaya çıkmadan ve varsa bunun sorumlusu bulunmadan bu uçağın alel acele sefere verilmesi kanunlara aykırıdır. Hem bizim araştırma komisyonunuz, hem de savcılık kazanın uçaktaki bir arızadan mı yoksa başka bir ihmalden mi kaynaklandığını araştırmaya devam ediyor. Ancak sebebi ne olursa olsun Hava-İş Genel Başkanımız Sayın Ali Kemal Tatlıbal’ın da destekleriyle komisyon olarak bu soruşturmayı neticelendirip, eğer sorumlu varsa gereken cezayı almasını sağlayacağız. Çünkü bizim için önce çalışanlarımızın iş güvenliği gelir. Eğer biz bu soruşturmayı neticelendirmezsek, çalışmakta olan personelimiz psikolojik olarak iyice baskı altına girer, Allah korusun yine üzücü bir kaza yaşanabilir. Biz bundan korkuyoruz. Bir daha böyle üzücü kazalar yaşanmaması için bu soruşturmayı neticeye bağlayana kadar var gücümüzle çalışacağız. THY Teknik AŞ’de çalışan personelimiz, kendini sahipsiz bilmesin. Gerek mesai saatleri, gerekse diğer tüm problemleri için doğrudan sendikamıza gelip, çareyi burada arasın. Kapımız bize oy veren veya vermeyen tüm üyelerimize sonuna kadar açık” şeklinde konuştu.
HAVA-İŞ’TE ŞEFFAF DÖNEM
MERİÇLİ: “KİMSEYE VEREMEYECEK HESABIMIZ YOK !”
Yönetime gelir gelmez Hava-İş Sendikası’nı borç batağından kurtardıklarına dikkat çeken Mali Genel Sekreter Celalettin Meriçli, “Biz kimsenin adamı değiliz, çalışanların adamıyız ve sadece onların hizmetindeyiz. Hesaplarımız tüm üyelerimizin denetimine açık. Anlımız açık, kimseye veremeyecek hesabımız yok” dedi.
Hava-İş Mali Genel Sekreteri Celalettin Meriç’li THY’de bir çok birimde çalıştıktan sonra sendika yönetimine geldiğini belirterek, “Türk Hava Yollarında 1993 yılında göreve başladım. Sırasıyla uçak emniyet, bilet satış muhasebe, harekat koordinatörlüğü ve en son kayıp eşya şefi olarak görev yapmaktaydım. 2013 yılında Hava-İş yönetimine seçilerek genel mali sekreter görevini üstlendim. Göreve geldiğimizde yönetimin adamları yaftalarıyla karşılaştık. Görevimizi teslim alır almaz sendikamızı mali yönden inceledik. Sendikayı maddi açıdan çok kötü bir durumda teslim aldığımızı gördük. Hesapta 3 Milyon 200 bin TL’lik bir borç yükü bize miras kalmıştı. Bir yıla yakın bir sürede bu borcun ödemesini yaptık. Çok şükür artık hiçbir borcumuz yok. Bundan sonra hedefimiz, gelen aidatları üyelerimizin menfaatleri doğrultusunda kullanmaktır” diye konuştu.
İŞ GÜVENLİĞİ SEMİNERLERİ VE 1300 ÜYEYE İNGİLİZCE KURSU !
Göreve geldiklerinden beri 7 kez İş Sağlığı Güvenliği toplantıları ve seminerleri düzenlediklerine işaret eden Meriçli, ” Bu yıl da yine Abant Çalışma Kampı’nda toplantılara devam edeceğiz. Akdeniz Bölgesi için Kütahya’da yapılan İş Salığı Güvenliği toplantılarımızın ardından, Karadeniz Bölgesi toplantılarını sürdürüyoruz. Şu ana kadar 1.300 üyemize ücretsiz İngilizce kursu verdik. Bu kurslar yelerimizin talepleri doğrultusunda; İstanbul, Gaziantep, İzmir, Antalya ve Ankara’da devam ediyor. Üyelerimizden gelen talep doğrultusunda, Türkiye’nin en ücra yerinde bile olsa, Edirne’den Kars’a kadar bu kursları açıyoruz. Bu kurslardan herhangi bir ücret alınmıyor. Bu kursların ücretlerini sendika olarak biz karşılıyoruz. Bu hizmetlerden dolayı üyelerimizden bize çok güzel geri dönüşler oluyor. Bundan sonra kurslar olsun, Abant’taki toplantılar olsun, bu hizmetler konusunda üyelerimizden öneriler bekliyoruz.’Başka neler yapabiliriz, siz ne istersiniz’ tarzından üyelerimizden talep ve öneri bekliyoruz. Bununla beraber seçimden önce vaatlerimiz arasında bulunan Hava- İş Yapı Kooperatifi’ni kurduk. Şu an çok güzel ilerliyoruz. 800’e yakın üyemiz oldu. İnşallah yakın zamanda arsamızı alıp, kooperatifin temelini atacağız. Bu yönde üyelerimiz bize güven duyduğu için hepsine çok teşekkür ediyorum. Göreve geldiğimizden beri bizim üzerimize bir sürü yaftalar yapıştırıldı. Buradan açıkça söylüyorum. Biz kimsenin adamı olmadık. Bundan sonrada olmayacağız. Biz çalışanın hizmetindeyiz. Sonuna kadar da hizmetinde olacağız. Oy veren vermeyen tüm üyelerimizin hizmetindeyiz. Üyelerimize kapımız sonuna kadar açık. Hiç çekinmeden bize gelsinler. Bundan sonra üyelerimizden sadece destek bekliyoruz. Yaptığımız tüm harcamalar üyelerimizin denetimine açık ve şeffaftır. Anlımız ak, kimseye veremeyecek hesabımız yok” şeklinde konuştu.
“TİS’DE ÇALIŞANLARIN REFAH SEVİYESİNİ YÜKSELTECEĞİZ”
Yaklaşan Toplu İş Sözleşmesi öncesinde dört bir koldan çalışmalara hız verdiklerine dikkat çeken Hava-İş Genel Mali Sekreteri Celalettin Meriçli, “Bundan sonra amacımız, tüm enerjimizi üyelerimiz için, 2015 Temmuz ayında Teknik A.Ş ile yapacağımız Toplu iş sözleşmesine harcamaktır. Bu iş sözleşmesinde kazanılmış hakların daha üstüne çıkarak, üyelerimizin, başta fazla mesaileri olmak üzere, tüm özlük haklarını son kuruşuna kadar alacağız. Bundan sonra 2016’nın birinci ayında, THY anonim ortaklığıyla yapacağımız toplu iş sözleşmesiyle, üyelerimizin refah seviyesini, daha yükseğe nasıl çekeriz bunun çalışmalarına yoğunlaşacağız” şeklinde konuştu.
TEMSİLCİLER SORUNLARI ANLATTI
HAVA-İŞ ÇÖZÜM İÇİN HAREKETE GEÇTİ
Hava-İş Sendikası, yaklaşan Toplu İş Sözleşmesi öncesinde üyelerin ve çalışanların sorunlarına köklü çözümler bulmak için, İstanbul’da Temsilciler Toplantısı düzenledi.
Toplantıya Hava-İş Genel Sekreteri Yasin Sevgili, Genel Başkan Yardımcıları ve Türkiye’nin çeşitli illerinde görev yapan şube başkanlarıyla işyeri temsilcileri katıldı. Toplantıda ağırlıklı olarak, istasyonlar arasında mesai, vardiya ve dinlenme sürelerinde yaşanan çifte standartlar ile bölgelerdeki keyfi uygulamalar ele alındı.
“AJANDAMIZA ALDIĞIMIN EN KÜÇÜK SORUNU DAHİ ÇÖZECEĞİZ”
Yaklaşan Toplu İş Sözleşmesi’ne, sorunları nokta atışı yaparak çözmek adına çok büyük titizlikle hazırlandıklarını belirten Hava-İş Sendikası Genel Sekreteri Yasin Sevgili, “Bu toplu sözleşme, hem çalışanlar hem de üyelerimiz adına, hepimiz adına büyük kazanımlara sebep olacak. Bu yüzden siz değerli şube başkanlarımıza ve işyeri temsilcilerimize çok önemli görevler düşüyor. Anadolu’da İstanbul’dan çok farklı bir işyeri düzeni var. Bunu biz yaptığımız gezilerde bizzat, çalışanları dinleyerek öğrendik. Bir istasyonda Pazar günü mesai yapılıyor, istasyon şefi tüm çalışanlara mesai yazıyor, sadece bir arkadaşımıza yazmıyor. Sizler Hava-İş Sendikası’nın gücünün farkında, bilinçli temsilciler olarak, işyerlerinde çalışanların dertlerini dinleyeceksiniz, ancak bu sözde kalmayacak, bununla ilgili imzalı kayıt ve rapor tutacaksınız. Elinizde belge olacak. Yarın Toplu İş Sözleşmesi’nde işverenin karşısına çıkıp ‘bakın Anadolu’da bu sorunlar yaşanıyor, çözüm istiyoruz’ dediğimizde elimiz güçlü olması lazım. Biz bunu THY yönetimini köşeye sıkıştırmak, birilerini incitmek için istemiyoruz. Sadece üyelerimizin ve çalışanların hakkını Toplu İş Sözleşmesi’nde son kuruşuna kadar almak için istiyoruz. Bir teknisyen arkadaşımızı Cumartesi mesaisinde kaybettikten sonra, işveren kazanın üzerinden bir hafta geçemeden, 3 kişiyi daha Cumartesi mesaisini çağırmış. Hemen Atatürk Havalimanı THY Teknik A.Ş.’deki işyeri temsilcimiz, durumu bize rapor etti. Yönetim yapılan hatayı öğrendiğimizi duyunca, 1,5 saat çalışan o arkadaşlarımızı apar topar evine geri göndermiş. Bu olaydaki gibi tüm işyeri temsilcilerimiz yaşanan sıkıntıyı rapor tutarak, kayıt altına alarak bize bildirirse o sorunu hızla çözeriz. Şunu tüm üyelerimiz ve çalışanlarımız iyi bilsinler ki ajandamıza aldığımız en küçük bir sorunu dahi çözmeden onu ajandamızdan çıkarmayacağız” diye konuştu.
“KİMSEDEN KORKMAYIN, HAKSIZLIKLARI RAPOR EDİN !”
Anadolu’da her bölge ve istasyon müdürünün kendi hegemonyasını kurduğuna dikkat çeken Hava-İş Sendikası Antalya Şube Başkanı Engin Toncer ise “Anadolu’da iş yerlerindeki uygulamalar tamamen kişilere endekslenmiş. Yaşanan bu keyfi uygulamalara son vermek için, hangi iş yerinde ne tür bir haksızlık yapılıyorsa bunu hızla genel merkeze bildirmeniz çok büyük önem taşıyor. Biz Ömer Faruk Öztürk personel başkanıyken Anadolu gezilerinde yaşanan haksızlıkları, farklı uygulamaları içeren bir rapor düzenledik ve kendisine sunduk. Bize ‘kraldan çok kralcı var’ dedi. Ben de ‘kraldan çok kralcı var ama sizler bu toplumu yarattınız’ cevabını verdim. THY Yönetimi olarak çağıracaksınız böyle müdürleri, ‘arkadaşım sendikanın bu konuda böyle bir talebi var, sizler de bunun dışında hareket ediyorsunuz. Bu keyfi uygulamalara son verin’ diyeceksiniz. Ancak işverenin bu konulara bakış açısı çok farklı. Bunu özellikle Anadolu’da çok net bir şekilde söylüyorum, kendi hegemonyasında kullanıyor. Bunun önüne geçmek aslında biz şube başkanlarıyla siz işyeri temsilcilerinin elinde. İşyeri temsilcisi demek oradaki bütün çalışan arkadaşların gözü kulağı olmaktır. Sizler aynı zamanda sendikanın da gözü kulağısınız. Buradaki toplantıya katılan tüm değerli şube başkanlarımız ve işyeri temsilcilerimiz sendika yönetimine öncü olacak. Dertlerinizi, sıkıntılarınızı, tüm problemlerinizi burada konuşacaksınız. Sendika da burada notlarını alacak, planlarını yapacak hem Toplu İş Sözleşmesi’nde hem de işverenle birebir ilişkilerinde bu problemleri süratle çözmeye çalışacak. Sizler olmazsanız bu sorunları çözmek imkansız hale gelir. Çünkü buradaki sendika temsilcilerinin 24 saat o iş yerlerinde olma şansları yok. Arkadaşlar tüm sorunları bu masaya sizler getireceksiniz. Dertlerinizi, sıkıntılarınızı söyleyin. Rapor tutup sendika genel merkezine gönderin. Bizler bu sendikanın yöneticileri olarak bu sorunları çözmekle mükellefiz. Onun için bizleri seçtiniz. Bizler yönetime maaş almak için gelmedik. Sizlerin dertlerini sıkıntılarını çözmek için bu görevdeyiz. Sizden rica ediyorum, işyerinde şefseniz şefliğinizi yine yapın ama çalışanların dertlerini dinleyin. Yapacağınız iş çok basit, sadece bir kağıt bir kalem gerekiyor. Hiç kimseden korkmayın ve dik durun. Bütün haksızlıkları rapor edip, sendikaya bildirin” şeklinde konuştu.
TEMSİLCİLER SORDU HAVA-İŞ YÖNETİMİ CEVAPLADI
Toplantı, söz alan işyeri temsilcilerinin Hava-İş Yönetimine aktardığı sıkıntılar ve bunların çözümüne yönelik atılacak adımlar boyutunda devam etti. Kimi temsilci mesailerdeki farklı uygulamalardan, kimi işyerlerinde EASA kurallarına uyulmadığından, kimi de hafta sonu çalışmalarına rağmen mesai ücreti verilmediğinden dert yandı. Problemleri tek tek not alan Hava-İş Sendikası Teşkilatlanma Genel Sekreteri Mustafa Akgün, “Ben 24 yılımı sizlerin çalıştığı ortamlarda, alnımın teriyle ekmeğimi kazanarak geçirdim. Bir teknisyen olarak içinizden gelen biriyim. Sorunların dünden bugüne yansımalarını ve bugün aldığı şekli çok iyi biliyorum. Tüm zamanımı işyerlerinde çalışanların ve üyelerimizin dertlerini dinleyerek geçiriyorum. Burada huzurunuzda söz veriyorum. Başta geçtiğimiz ay kaybettiğimiz Tuğrul Tuna Beken kardeşimizin yaşadığı kazada ihmalleri ortaya çıkarmak boynumuzun borcu. Bu tür elim kazaların bir daha yaşanmaması adına bunun sorumlusunu mutlaka bulup, gereken cezayı almasını sağlayacağız. Bunun dışında iş yerlerinizde yaşadığınız tüm sorunları bana ilettiğiniz takdirde hızla çözüm bulmaya çalışacağım. Bizler hakkımızı hukuk çizgisinden milim sapmadan aradığımız takdirde önümüzde hiçbir güç duramayacaktır” diye konuştu.
İŞTE HABERİN VİDEOSU:
APRON24.COM
BENZER HABERLER