SAVUNMADA DÜNYAYA AÇILMA EŞİĞİNDEYİZ !

Savunma sanayinin neresindeyiz, dışarıdan görünümümüz nasıl? Yıllardır terörle uğraşan, Ortadoğu gibi sürekli sıcak çatışmaların olduğu bir coğrafyaya komşu olan Türkiye’de farkındalık oluşturan savunma sanayi ürünü var mı? Yıllardır pazar olarak görülen Türkiye bu girdaptan çıkabilecek mi?

Tüm bu soruların cevaplarını içeride aradığımız kadar dışarıda fuarlarda daha net netice almak da mümkün. Geçen hafta dünyanın önde gelen savunma organizasyonlarından biri olan Londra Uluslararası Savunma ve Güvenlik Ekipmanları Fuarı’nda (Defence and Security Equipment International DSEI), ülke olarak farklı konumlanmaya çalıştığımızın belirgin işaretleri söz konusuydu.

Artık pazar olmaktan çıkıp savunma sanayinde bir yere gelebilmek için çaba gösteriyoruz. Bir açıdan dönüşümün en zor ve kritik noktasındayız. Bu sıkıntılı eşiği de aşarsak hızla yol alabiliriz. Ancak geçmiş yıllardan ders alarak savunma sanayinde yaptığımız hatalar tekrarlanmadan, engellerin geçilmesi gerekiyor. Yoksa yine birilerinin teklifiyle, üretimi değil, bir süreliğine ucuz alımları tercih edersek bir mesafe kat etmemiz söz konusu değil. Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) yetkililerinden öğrendiğim kadarıyla, Türkiye’nin savunma sanayindeki projeleri için işbirliği tekliflerine hâlâ çoğu ülke ve büyük şirketleri, hazır ürün satma önerisiyle yaklaşıyorlarmış. Zorlamasak kimse bizi oyuna dahil etmez. Bu sebeple şu an çok kritik bir noktada olduğumuzun bilinciyle projelerin arkasında durulması gerekiyor.

Londra’da DSEI Fuarı’nda Roketsan Pazar Geliştirme ve Tanıtım Direktörü Dr. Hüdai Özdamar’a Türkiye’nin ve şirketlerinin durumunu sorduğumda, yılda çeşitli tiplerde 10 bin roket yapacak kapasitemiz olduğunun altını çizdi. Dünyada füze ve roketlerde kompozit yakıt teknolojisine sahip 10-11 şirket var ve Roketsan da onlardan biri…

Fuarda tanıtılan HİSAR-O füzesi 2018’de hizmete girecek ve HİSAR füzeleriyle Türkiye önemli bir gelişme kaydetmiş olacak. Askeri üs, liman, tesis ve birliklerin hava tehditlerinden korunması amacıyla savaş uçaklarına, taarruz helikopterlerine, seyir füzelerine ve insansız hava araçlarına karşı kullanılmak üzere geliştirilen bir milli füze. Farklı şekillerde ve farklı platformlarda kullanılmak üzere tasarlanmış. Sistem önleme menzili 25 km ile başlıyor, ancak 2018’den sonra bu füzeler kendi aile sistemi içinde daha geniş hizmet alanına kavuşacaktır.

Hasılı savunma sanayine kendi içinde baktığımızda her kurumun önemli bir noktaya geldiğini görüyoruz. Sektördeki gelişmeler, son yıllarda hükümetin bu alana daha fazla eğilmesi herkesin önünü açmış ve cesaretlendirmiş durumda.

Öte yandan Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) ile Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçılar Birliği (SSI) sektörün dışarıya açılması için ciddi çaba sarf ediyor. Daha önce fuarlarda dağınık bir şekilde yer alan Türk şirketlerinin daha uygun ücretlerle, daha iyi ve daha görünür mekânlarda yer almalarını sağlıyorlar. Birlik görüntüsü verilmesi, toplamda Türkiye algısının yüceltilmesi tüm şirketlerimize olumlu yansımaya başlamış. Bakalım devamı nasıl gelecek.

Güntay Şimşek-Habertürk