Son Dakika
İGA İstanbul Havalimanı’nın sanata açılan kapısı İGA ART, dış hatlar terminalinde, giden yolcu bölümündeki sergi alanında Kurukahveci Mehmet Efendi’nin sunduğu “For the Love of Coffee – Kahve Aşkına” sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi; Türk kahvesi kültürünü ve tarihî gelişimini, sanat ve kahve severlerle buluşturacak.
İGA ART, 22 Eylül 2023 -15 Ocak 2024 tarihleri arasında dış hatlar terminalinde, giden yolcu bölümündeki sergi alanında Kurukahveci Mehmet Efendi’nin sunduğu “For the Love of Coffee – Kahve Aşkına” sergisini ağırlayacak. Sergi; Türk kahvesi kültürünü ve tarihî gelişimini, sanat ve kahve severlerle buluşturmaya hazırlanıyor.
Bölgenin en önemli ulaşım ve lojistik merkezi İGA İstanbul Havalimanı çatısı altında yolcuları kültür ve sanat ile buluşturan İGA ART ile dünyanın yaşayan en eski kahve markalarından biri olan Kurukahveci Mehmet Efendi, Türk kahvesi kültürünün tanıtımı için bir araya geldi. Kurukahveci Mehmet Efendi’nin hazırladığı For the Love of Coffee – Kahve Aşkına” başlıklı sergi, 22 Eylül tarihinden itibaren dış hatlar terminalinde, giden yolcu bölümündeki İGA ART sergi alanında ziyaretçilerini ağırlamaya başlayacak.
İGA İstanbul Havalimanı ve Kurukahveci Mehmet Efendi’nın kurumsal değerleri arasında önemli bir yere sahip “Türk misafirperverliği”nin, sembollerinden olan Türk kahvesi ve hikâyesi, 15 Ocak 2024 tarihine kadar yerli ve yabancı misafirlerle buluşturulacak. Sergide kahve tarımı ve üretiminin yanı sıra, kahve kültürünün tarihî gelişimi; metinler, fotoğraflar ve videoların yanı sıra, tüm dünyadan kahve fincanları gibi objeler eşliğinde izleyiciye sunulacak.
Mehmet Büyükkaytan: “Türk misafirperverliğinin önemli sembollerinden olan Türk kahvesine dair bir sergiyi ağırlamak bizim için özel bir anlam taşıyor”
Türk misafirperverliğinin önemli sembollerinden olan Türk kahvesine dair bir sergiyi ağırlamanın İGA İstanbul Havalimanı için özel bir anlam taşıdığını belirten İGA İstanbul Havalimanı Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sayın Mehmet Büyükkaytan şunları söyledi: “İGA’nın temel değerleri arasında ‘misafir odaklılık’ en başta geliyor. Bu noktada, ilham aldığımız ve dünyaya sunmaya gayret ettiğimiz en önemli değer ise ‘Türk misafirperverliği’. Misafir, Türk toplumunda her zaman baş tacı edilmiş ve en güzel şekilde ağırlanmaya çalışılmıştır. Misafir memnuniyeti için yapılabilecek ne varsa en iyisi yapılmaya çalışılır.”
Dünya havalimanları arasında fark yarattıkları esas unsurun İGA İstanbul Havalimanı’nın değerlerine işlenmiş olan misafirperverlik anlayışı olduğunu belirten Büyükkaytan sözlerine şöyle devam etti: “İGA ailesi, bu anlayışı bir hizmet politikası haline getirmiş ve misafir memnuniyetini tüm paydaşları ile yükseltmeyi hedeflemiştir. Türk misafirperverliğinde önemli bir yeri olan Türk kahvesine dair bir sergiyi ağırlamak bu nedenle bizim için ayrıca anlam taşıyor. Bu vesileyle, bize bu fırsatı verdiği için Kurukahveci Mehmet Efendi başta olmak üzere,
sergimize emek veren tüm sanatçılarımıza, küratörlerimize ve değerli misafirlerimize teşekkürlerimi sunuyorum.”
Tuncer Akgün: “Türk kahvesi kültürünü dünyaya anlatıyoruz”
Geçtiğimiz yıl, Kurukahveci Mehmet Efendi’nin hikayesinin başladığı Eminönü Tahmis Sokak’ta açılan yeni Tahmis Binası’nın orta katında Türkiye’nin ilk kahve kütüphanesini açtıklarını kaydeden Mehmet Kurukahveci, “Kütüphanede Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca ve İspanyolca eserler, kahve meraklılarının ve kahve konusunda araştırma yapan herkesin ücretsiz kullanımına açıldı. Tahmis Binası’nın üst katında ise, kurum ve ailemizin tarihçesini ele alan kalıcı bir sergi düzenledik. 152 yıldır bizi ayakta tutan kahveye borcumuzu ödememiz için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Suna Altan: Osmanlı’dan Avrupa’ya yayılan kahve ve kahvehane kültürü
Serginin küratörlüğünü üstlenen Suna Altan ise, sergi hakkında şunları söyledi: “Türk kahvesi, bilinen tüm kahvelerin ilk pişirme şeklidir. Bütün kahve pişirme yöntemleri Türk kahvesinden türeyip zenginleşmiştir. Tarihi gelişimine baktığımızda kahve kültürünün Osmanlı topraklarından, özellikle de İstanbul’dan Avrupa ülkelerine yayıldığını görüyoruz. Başta Venedik, Londra, Paris ve Viyana gibi önemli Avrupa kentlerinde 17. ve 18. yüzyılda Türk kahvesiyle başlayan kahve ve kahvehane kültürü, bugün farklı demleme ve sunum yöntemleriyle insanlığın ortak bir ikram kültürüne evrilmiş durumda. Sergiyi gezenler, bu tarihi gerçeği de belgeleriyle görecek. Sergide ayrıca kahvenin sanatçılara nasıl ilham kaynağı olduğu ve Avrupa sanatında, önemli bir rol oynadığının örneklerine de şahit olacaklar. Sergi, Türk kahvesini öncelikle yurtdışından gelen misafirlerimize, sonrasında ise herkese tanıtmak için önemli bir araç olacak.”
“Bir Fincan Kahve İçin..”
hikâyelerine ile küresel iklim değişikliğinin kahve tarımı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Çekimleri Brezilya ve Kolombiya’da yapılan belgesel, kahveyi; kahve çiftçilerinden işçilere, tadımcılardan, kavuruculara kadar kahvenin bardaklara ulaşmasında rolü olanların gözünden ve kendi dilinden anlatıyor. Belgesel, bir fincan kahvenin arkasındaki emek zincirinin her noktasında yer alan insanların hayatlarını gözler önüne sererken kahve severleri iklim değişikliğinin farkında olmaya davet ediyor.
Sergi Künye:
Küratör: Suna Altan
Grafik tasarım: Kerem Yaman
Sergi elemanlarının tasarımı: Ilgaz Kuruyazıcıı
Koordinasyon: Sezin Özakıncı
BENZER HABERLER