Son Dakika
THY Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Temel Kotil, “Bir havayolu şirketinin yüz akı kabin hizmetleridir. Eğer genel müdür olmasaydım kabin memuru olur, yolculara hizmet ederdim” dedi.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ)’nden öğretim üyesi ve öğrencilerinden oluşan bir heyet Türk Hava Yolları Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil ile kabin hizmetlerinin önemini, Türk Hava Yolları’nın “en” olma sırrını, gençlerin şirketteki yerini, İstanbul’da yapımı devam eden 3. havaalanının havacılık sektörüne katkılarını konuştu.
Türk Hava Yolları Genel Müdürlüğü’nde gerçekleşen söyleşiye FSMVÜ Meslek Yüksekokulu Müdürü İlhami Danış, Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri Programı Başkanı Öğr. Gör. Gülnaz Karahan, Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri Programı öğrencilerinden Gülcan Büyükbayrak ve Ramazan Horasan, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünden Kübra Erten ve Yasin Fedakar katıldı.
Türkiye’nin havacılık sektöründe gittikçe büyümesi, yeni havaalanlarının açılması, uçuş noktalarının artması, dünyayla iletişimin güçlenmesini sağlarken, nitelikli eleman ihtiyacını da arttırıyor. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) bu ihtiyacı göz önünde bulundurarak Meslek Yüksekokulu’na bağlıSivil Havacılık Kabin Hizmetleri programında, nitelikli kabin memurları yetiştirilmesi için bir yıldır eğitim veren Üniversite, Türk Hava Yolları ile istihdam protokolü imzalayarak öğrencilerin geleceğini şekillendirmelerine katkıda bulunuyor.
Öğrencilerin sorduklarına açık yüreklilikle cevap veren Kotil’in önemli açıklamaları vardı:
Dört kez üst üste Avrupa’nın en iyi havayolu şirketi, 6 kez Güney Avrupa’nın en iyi havayolu şirketi, en iyi business ikram servisi ödüllerini aldınız. Bu başarıların sırrı nedir?
Ticari sonuç almak için büyük oyuncu olmak gerekiyor. Türk Hava Yolları’nın başarısının önemli noktalarından biri büyük olmasıdır. Büyümek, daha çok sefer yapmak, kaliteli olmak önemli ama en önemlisi yapılan işi anlatmak. Biz anlatmak için özümüzü kullandık. Pazarlama ve satışta kendi kadromuzu yetiştirdik, ihtiyaç duyduğumuzda dünya firmalarıyla da çalışıyoruz. Fikirler, oluşturduğumuz kadrodan çıkıyor. Bu kadro, marka oluşturmak için çok çalıştı. 2005’te genel müdür olarak göreve başladığımda tanıtım bütçesi 5 milyon dolardı, bugün 200 milyon dolar oldu.
Kendimizi anlatabilmek için toplam yarım milyar dolardan fazla para harcadık. Yarım milyar doları harcamasaydık bugün 11,5 milyar dolar ciro yapamazdık. Markalandırmak bir sanat, markalandıracağınız şeyi seçmek ayrı bir sanattır. Biz markalandırmak için insanı seçtik. Tüm reklamlarımız insan eksenli, sevgiyi gösteriyor. Asıl başarımız işimizi, çalışanımızı, yolcumuzu sevmemizden kaynaklanıyor. Sponsorlukların özünde “biz sizi seviyoruz” diyoruz. Ayrıca başarı bir coğrafyaya, kişilere tapulu değil, niyetinizi netleştirirseniz, arka arkaya tekrarlarsanız çalıştıkça başarı geliyor.
Kevin Costner, Messi, Kobe gibi yıldızlarla reklam kampanyaları, Manchester, Barcelona takımlarıyla sponsorluk anlaşmaları yaptınız. Bu yıl Fenerbahçe’nin “final four”a kaldığı Euroleauge’nin isim hakkına sahipsiniz. Bunların Türk Hava Yolları’na getirilerinden bahseder misiniz?
Türk Hava Yolları, 2003’te yeniden yapılandı. 2008’e kadar kendine güvenerek, özelleşmiş bir şirket olarak, iyi kâr ederek geldi. Hızımızı o kadar arttırmıştık ki, 2009 krizinde duramadık. O krizden büyük sonuç aldık. Tüm bu sponsorlukların maliyetleri bize kriz döneminde küçücük, sonuçları kocaman oldu. Herkesin krizden korktuğu yerde biz yolcularımıza “hoş geldin içeceği” ikram ettik. 10 yıllık dönemin bana öğrettiği şey şu: Tüm çalışanların kalbi aynı şeye atıyorsa, şirket politikası ülkenin politikasıyla da uyuşuyorsa bilmedikleriniz zaman içinde bilinir hale geliyor. Euroleauge sponsorluğunun 2020’ye kadar devam edecek olması da bize büyük katkılar sağlayacak.
Yeni sponsorluk çalışmaları var mı?
Elbette var. Farklı alanlarda arkadaşlarımızın çalışmaları devam ediyor. Markalaştırmayı oluşturanlar bu toprakların insanları. Şunu belirtmek istiyorum, markamızı oluş- turanlar iyi işler yaptıklarını dünyaya ispat ettiler. Marka oluşturmak istiyorsanız insanlara sıcak görünmeniz gerekiyor. Sıcak görünmenin en güzel yolu da sanat ve spor- dur. Çünkü ikisinin de ne rengi, ne dili vardır. Dolayısıyla biz insan ekseninde sponsor oluyoruz.
Gençlerin Türk Hava Yolları’ndaki kariyer imkânları nelerdir?
Şirket gençlerden oluşuyor diyebilirim, iyi fırsatlar var onlar için. Çok hızlı büyüyen bir şirketiz. Bir anda 7 kat büyüdük. Dolayısıyla yönetici kadrosu da genişledi. Bu kadronun büyük çoğunluğu gençlerden oluşuyor. Burada gençlerle ilgili bir izlenimimi aktarmak istiyorum. Gençler, Fatih Sultan Mehmed’in 21 yaşında İstanbul’u fethetmesini kendilerine örnek alıyorlar. Biz gençlere bir hedef veriyoruz, karşımıza 2 katıyla geliyorlar. Bu çok güzel ama bazen Fatih’i anarken Akşemseddin’i unutuyorlar. Onu da hatırlamak gerekiyor. Yani kariyer çok önemli ama tecrübe de çok önemli. Bazen tecrübede sıkıntı yaşayabiliyorlar.
“KÂR ORANI, CİROLAR ÖNEMLİ DEĞİL; EN ÖNEMLİ SERVET İNSAN”
Eğitim alanına destekleriniz olduğunu biliyoruz. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin ilk kütüphanesi Türk Hava Yolları desteği ile açıldı. Eğitim destekleriniz sürecek mi?
Her zaman destekler devam edecek. Kâr oranları, cirolar aslında önemli değil; her şeyin en önemli tarafı insanın kendisidir. Eğer bir öğrencinin gelişmesine biraz katkıda bulunuyorsak bu bizim milyar dolarlık ciromuza denktir. Ekonomi- de olduğu gibi sanatta, bilimde, eğitimde de mücadele var. Bu mücadelede en önemli servetin insan olduğu bilinciyle hareket ediyoruz.
Fransa’da pilot hatası nedeniyle yaşanan kazayı işaret ederek bekâr pilotlara evliliği önerdiniz. Aile hayatının pilotlar için önemi nedir?
Bu soruyu pilotajı çıkararak sektör dışında cevaplamak istiyorum. Bir baba, bir dede olarak cevap vermek istiyorum. Bir torunum var, ikinci torunum da geliyor. Dünyadaki en güzel şey insanın ailesidir. Bugün benim neyim var derseniz; belirli bir kariyerim var, belirli bir ismim oluştu, dünya beni tanıyor ama hiçbirinin önemi yok. Benim için Meryem küçük kızım, büyük kızım Kübra, iki oğlum Bilal ve Enes, torunum Seyid Ömer, eşim, annem ve babam her şeyden değerli. Babam, “bırak işini gel dizimin dibinde otur” derse, giderim.
“YENİ HAVAALANI İSTANBUL’U UÇURACAK”
İstanbul’da yapımı devam eden 3. havaalanının Türk ve dünya havacılık sektörüne katkıları neler olacak?
Üçüncü havaalanı projesi dünyanın en akıllı projelerinden biri. Bu havaalanıyla 3 kat daha fazla insan transit olarak İstanbul’a gelecek. Bu da bilet fiyatlarının düşmesi, daha çok insanın daha çok seyahat etmesi demek. Biz ilk yıl 60 milyon yolcu getirmeyi hedefliyoruz. 2003’te hükümetin başlattığı ekosistemle önce havacılık harekete geçirildi, halk uçuşa teşvik edildi. Ardından havayollarımız dünyada oyuncu olmaya başladı. Aslında 3. havalimanı yıllar önce başlayan bir mega projenin taçlandırma kısmı olacak, İstanbul’u uçuracak.
Yeni havaalanıyla İstanbul, dünyanın merkezi olacak. Belki çok iddialı bir cümle ama ben öyle görüyorum. Çünkü bu proje dünya tarihini etkiliyor. Fatih’in İstanbul’u fethetmesiyle bir devir kapandı, bu havalimanıyla bir devir açılıyor adeta. 120 milyon yolcu kapasitesi olacak bir havaalanından bahsediyoruz hatta 200 milyona kadar çıkabilir. Yolcu sayısı açısından dünyanın en büyüğü Pekin, ikincisi Cakarta, üçüncüsüyse Dubai. Yeni havaalanının bitmesiyle İstanbul’un 3. olacağını düşünüyorum. Bu nasıl olacak? Avrupa ekonomisiyle ilişki içine olan Uzak Doğulular sürekli Avrupa’ya seyahat halindeler. Ancak direkt uçuş yolu yok, dolayısıyla dağıtım noktalarından Avrupa’ya uçuyorlar. Dubai, bugün Avrupa’nın yüzlerce noktasına yolcu dağıtımı yapıyor. Aslında İstanbul daha kolay ve ucuz bir yol ancak büyük bir havaalanına sahip olmadığı için aktarım yolu olarak kullanılmıyor. Yeni havaalanın devreye girmesiyle Uzak Doğu’dan gelenler İstanbul’u kullanacaklar. Böylece İstanbul, dünyada en çok ziyaret edilen, en çok bağlantı veren, en çok konuşulan şehir olacak. 1000 sene önce, 500 sene önce olduğu gibi… İddia ediyorum dünyada bu kadar yolcu gören bir havaalanı daha olmayacak.
Doğuda yeni havaalanları açılıyor, mayıs ayında Yüksekova’da açılan gibi… Bu havaalanının bölge üzerinde ne gibi etkileri olacağını düşünüyorsunuz?
Yüksekova, çanak içinde çok güzel bir yer. Dünyanın en güzel çiçeklerine, en lezzetli balına sahip. Mutlaka görmelisiniz. Bu havaalanı, insanların oraya daha kolay ulaşmasını sağlayacak. İnsanlar şehir trafiğini göze alsalar da şehirlerarası uçuşların çok uzun olmasını göze alamıyorlar. Direkt uçuş olması akraba ziyaretlerinin yanında, insanların turistik amaçlı da Hakkari’ye daha çok gitmesini sağlayacak.
“İNGİLİZCEYİ ÇOK İYİ ÖĞRENİN”
Sivil Havacılık Kabin programlarına destek veriyorsunuz. Üniversitemizle de bir istihdam protokolü yaptınız. Bu mesleğin geleceği açısından üniversitelerden beklentiniz nelerdir?
Ben de öğrenci oldum. Öğrencinin birçok problemi oluyor. Kiminin maddi problemleri oluyor, kimi ailesinden ayrı yaşıyor. Bu süreçte üniversite yönetiminin öğrencilerin yanında olması, problemlerini en aza indirmesi gerektiğini düşünüyorum.
Son olarak, Sivil Havacılık Kabin Programı’nda okuyan öğrencilere neler tavsiye edersiniz?
Hep söylüyorum, Türk Hava Yolları Genel Müdürü olmasaydım kabin hizmetlerinde çalışırdım. Evinize misafir geldiğinde hizmet etmekten nasıl haz alıyorsanız kabin hizmetlerinde de aynı hazzı alırsınız. İnsana hizmet etmek kutsal bir iş.
Bu yüzden gençleri teşvik ediyorum bu mesleği seçmeleri için. Her mesleğin zorluğu var. Bu işi başarmak istiyorsanız servis etmeyi çok sevmeniz gerekiyor. Çünkü yolcu anlıyor karşısındakinin ne hissettiğini. Bir de İngilizce çok önemli. Yolcularla iyi iletişim için çok güçlü İngilizce gerekiyor. Muhakkak İngilizce öğrenin.
APRON24.COM
BENZER HABERLER